Barçalı Baros



Barcelona'nın, R.Madrid'i 1-0 yendiği maçta Galatasaraylı Milan Baros da tribündeki yerini aldı. Bordo mavili atkısını takıp, koltuk değneklerinin yardımıyla maça gelen Baros'un Barcelona'nın golüyle de büyük bir sevinç yaşadığı belirtiliyor.

Trabzon Aşkı!


Bir başka oluyor Trabzon insanı. Komik olayların altında muhakkak imzaları oluyor. Fenerbahçe maçına giden bir Trobzonspor taraftarı objektife böyle takılmış. Yaratıcı olan bu arkadaşımızı kutluyoruz.

Asaletten Cesarete



Parçalı, klasik, beyaz ve mor derken, Galatasaray yönetimi ikinci yarıya cesaret temasını öne çıkaran formaları hazırlamaya karar verdi. Sezon başında mor formaların asalet anlamına geldiği belirtilmişti. Ancak beklenen verimi alamayan Sarı kırmızılı yönetim cesaret anlamına gelen kırmızı formaları sunmaya hazırlıyor. Bakalım bu formalar camiayı cesaretlendirecek mi?

Yakışır Arda'ya

Yıldız futbolcu olmak kolay bir şey değil. Hele bir de yakışıklı olursa işi daha da zor. Anında yakalanma riskiniz var. Arda ve Sinem her ne kadar "biz arkadaşız" deselerde görüntüler öyle söylemiyor. Gerçi Galatasaray taraftarı ona Paris Hilton'u yakıştırdı ama o da Ronaldo'ya yar oldu.




Hangisi Şampiyon Yapar?

Buraya 32 ülkenin de temsilcilerini koymayı isterdim ama favorilerden oluşan bir kategori yaptım. Benim favorim Slovakya...











Ankaragücü'nün Yeni Patronu: Roger Lemerre


Ankaragücü uzun arayışlar sonrasında Dünyaca ünlü teknik direktör Roger Lemerre ile anlaşma sağladı. Fransız teknik adamın yardımcılığını ise futbolu sağlık sebeplerinden dolayı bırakmak zorunda kalan Ümit Özat yapacak. Basınla pek sıcak ilişki kuramayan Lemerre, 1998 yılında Dünya Kupası'nı kazanan Fransa Milli Takımı'nın yardımcı hocasıyken, 2000 yılında takımın başına geçti ve Fransa'yı Avrupa Şampiyonu yaptı. 2001'de Fransa ile Kondeferasyon Kupası'nı kazanan Lemerre, 2004 yılında Tunus'u Afrika Şampiyonu yaptı.

Her şey Futbol İçin

Bu görüntülerden sonra Euro 2012'ye kesin katılmamız gerektiğini düşünüyorum...



Yüzen Stadyum


Singapur'daki Marina Stadyumu oldukça ilginç. Tamamen çelikten inşa edilmiş olan bu stadyum suyun üzerinde yüzen bir platform şeklinde duruyor. Stadyum ayrıca 1070 ton ağırlığında ve 9 bin kişi kapasiteye sahip. Ancak stada yüzme bilmeyenlerin girmesi yasak! Tabii bu da işin şakası...

Sütten Ağzı Yanarsa!


Olgun tavırları ve sakin duruşuyla taraflı tarafsız birçok kesimin beğenisini kazanan karakterli bir adamdır Aykut Kocaman. Futbolculuğu da adamlığı gibi iyi olan Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin yeni yapılanma sürecinde pek de fikir sahibi olmadığımız sportif direktörlük görevini alarak karşımıza çıktı. Aslında kamuoyu da eminim kendisi gibi bu görevi nasıl yürüteceğini tam olarak anlayamamıştı. Ligin başında Fenerbahçe iyi sonuçlar alınca da kimse kurcalamadı bu olayı. Ancak işler nezaman ters gitmeye başladı işte ozaman bu tartışma başladı: "Aykut Kocaman'ın tam olarak görevi nedir?"

Geçtiğimiz günlerde Şekip Mosturoğlu'yla bir basın toplantısı düzenlediler. Ama Kocaman susuyor, Mosturoğlu konuşuyor. Zaten göreve geldiğinden beri ne kadar konuştu ki...Halbuki aynı Aykut Kocaman 96 yılında Trabzon'da takım arkadaşları şampiyonluğu kutlarken o sağduyulu davranmalıyız diyebilecek kadar yürekliydi. Ama işte o açıklama anlam veremediğimiz bir şekilde gönül verdiği renklerden kendisini kopardı. Daha sonra teknik direktör ve şimdi de sportif direktörlük görevini yapıyor. Ancak hep sustu Aykut Kocaman. Artık inandığı şeyleri de söylemeye çekinir hale geldi. Eminim Fenerbahçe'de ters giden şeyleri açık bir şekilde söylemek isteyordur ama daha önce yaşadığı bu talihsiz olay hep kendisine dur diyordur.

Yeni Kaptan Song


Trabzon'da ilginç şeyler olmaya devam ediyor. 2 yıl önce başkan Sadri Şener göreve geldiğinde yeni sezon için öncelikli hedeflerinin Avrupa Kupalarına katılmak olduğunu söylemişti. Ancak ne gariptir ki, Avrupa Kupalarına katılmayı garantilendiği noktada takım şampiyon olamadı diye Ersun Yanal gönderildi. Yeni sezon için birçok ünlü teknik adamla görüştü Sadri Başkan ama hepsinden olumsuz yanıt alınca Hugo Broos'a razı olmak zorunda kaldı. Belçikalının da macerası kısa sürdü. Bross zehir zemberek açıklamalar yaparak Karadeniz'e hoşçakal dedi. Sadri Şener bununla da yetinmeyip 5 futbolcuyu kadro dışı bıraktı. Ancak akıllara hemen şu soru geldi. Aylarca paralarını alamayan bu futbolcular olur da bizi şikayet eder mi? Hemen paraları ödendi ve bu futbolcular affedildi. Bu arada öze dönme politikası uygulayacağını söyleyen Sadri Şener takımdaki kaptanlık görevini Trabzonlu çocuklara (Tolga'ya yada Tayfun'a) vereceğini söylüyor. Hatta devre arasında da Fatih Tekke'yi transfer edeceğinin sözünü veriyor. Bunları hayretle izlerken şaka gibi bir olay daha yaşandı. 10 gün önce kadro dışı bırakılan Song kaptanlık görevine getirildi. Bu olayları görünce bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimizi alamıyoruz. Sen önce adamı kadro dışı bırak sonra da kaptanlık görevine getir. Gerçekten enterasan bir olay. Ne dersiniz Bordo-Mavili yönetim ilerleyen günlerde Hugo Broos'u da sportif direktörlük görevine getirir mi?

Sami Yen'de Dostlar Buluşuyor


Galatasaray-Panathinaikos maçında bir bakıma eski dostlar da biraraya geliyor. 2005 yılında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Liverpool formasıyla Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kaldıran Baros-Kewell ikilisi takım arkadaşları Djibril Cisse'ye bu kez rakip oluyor. Yunan ekibinin formasını giyen Cisse bu maç öncesinde oldukça heyecanlı. Fransız golcü İstanbul'a geldiğinden beri odasında o müthiş maçı düşündüğünü söylüyor. Cisse bizi de eskilere götürdü. Liverpool - Milan maçı gerçekten rüya gibiydi.

Yalancının Mumu


"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye atalarımız boşuna dememiş. Haşarı çocuğumuz Kazım koskoca Fenerbahçe Kulübü'nü yalancı durumuna düşürdü. Ancak Fenerbahçe bunun altında kalır mı? Tabii kalmaz. Hemen bir açıklama yaparak Kazım'ın eksik bilgi vermesi nedeniyle bu hataya düştüklerini belirttiler.

Olayı biraz detaylı anlatalım. Fenerbahçe'nin eli avucuna sığmayan çocuğu Kazım Kasımpaşa maçından sonra kadim dostu Santos'la Beyoğlu gecelerine akmış. Bunu haber yapan Sabah Gazetesi de doğal olarak bu habere sayfalarında yer vermiş. Ancak fotoğrafları baskıya yetişmediği için görüntü kullanamamış. Bu olay üzerine Fenerbahçeli yetkililer hemen Kazım'ı aramışlar. Kazım da yok öyle bir şey deyince, Fenerbahçe Kulübü klasik haber yalanlama açıklamasını yayınladı. Ancak Sabah gazetesi de dün Kazım'ın Beyoğlu'ndaki fotoğrafını yayınladı ve Fenerbahçe Kulübünü yalancılıkla suçladı. Gardı düşen Fenerbahçe Kulübü de Kazım'ın bu durumda kendilerine yalan söylediğini belirterek bu futbolcuya ceza vereceklerini açıkladılar.

Ancak Kazım şunu unutuyor sanırsam. Kendisi Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde oynuyor. Böyle ucuz yalanlarla bu kulübü küçük düşürme hakkı olmadığını düşünüyorum.

Alanzinho-Ivesa


Trabzonspor - Eskişehirspor maçında çok güzel bir fotoğraf ortaya çıktı. Trabzonspor'un bücür Brezilyalısı Alanzinho, Eskişehir'in 2.05 boyundaki dev kalecisi Ivesa pozisyon gereği sık sık karşı karşıya geldi. Bu fotoğrafı ilk gördüğünüzde fotoğrafın photoshoptan geçtiğini düşünebilirsiniz. Ancak Alanzinho'nun 1.64 boyu olduğunu hatırlayınca eminim yüzünüzde bir tebessüm oluşuyor. Sizce Alanzinho burada gerçekten pozisyonun golle sonuçlanmamasına mı üzülüyor? Yoksa Neden benim boyum bu kadar kısa mı diyor? Karar sizin...

De Nigris Flamaları Eskişehir'de


Ankaragücü taraftarı haftasonunda oynanacak Eşkişehir maçına bayrak ve flama götürmeme kararı almış. Geçtiğimiz günlerde kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Antonıo De Nigris'e vefa göstermek isteyen Ankaragücü taraftarı sadece Antonio De Nigris yazan flama asılması kararını verdi. Ayrıca güllerle donatılmış bir De Nigris fotoğrafı da Ankaragücü tribünüde bulunacak.

Emre'den Samimi İtiraf


Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Emre Belözoğlu dün düzenlediği basın toplantısında samimi itiraflarda bulundu. Emre günlerdir tartışma konusu olan Hagi mi, Alex mi? sorusuna da içtenlikle cevap verdi. Birçok kişi Emre'nin Alex'i gökleri çıkarıp, Hagi'yi eleştireceğini düşünürken milli futbolcu Hagi'yi daha farklı bir yere koyduğunu söyledi. İki futbolcuyla da oynama şansı bulan Emre "İstatistiksel baktığınızda kesinlikle Alex, ama Hagi çok farklı bir oyuncu. Yan yana oynadığım oyuncular arasında Hagi'yi çok daha farklı görüyorum, bana da çok şeyler öğretti ve kattı" dedi. Emre saha içinde pek sakin ve mantıklı davranışlar sergileyemese de yaptığı bu yorumla kamuoyunun takdirini kazandığını düşünüyorum.

Bütün Takım Büyücüye


İnsanoğlunun en büyük özelliklerinden biri de şudur ki; işler kötü gittiğinde hemen yapıştırılır: Üzerimde büyü mü var? Ülkemizde de büyüye, fallara büyük rağbet vardır. Güzel şeyler duymayı hevesleriz. Kötü şeylere kulak asmazken, güzel şeylerin hemen olması için beklentiye gireriz. Futbolla da oldukça yakın bir ilişki içindedir. Hatta bir keresinde Fatih Altaylı Galatasaray'da yöneticilik yaptığında Kadıköy'de galibiyet alabilmeleri için büyü yaptırdıklarını ancak işe yaramadığını söylemişti.

Konuyu şuraya getireceğim. Trabzonspor'da bu sezon taraftarı hayal kırıklığına uğratan Yattara tedavisi için Belçika'ya gitti. Dedikodulara göre de Yattara form düşüklüğü nedeniyle de büyücüye gitmiş. Konuya Asbaşkan Hayrettin Hacisalihoğlu'nun yaklaşımı ise bir hayli ilginç: "Şayet Yattara, bu büyücü ile düzeliyorsa bütün takımı gönderelim"

Bayan Daiane'den Alex yorumu


Alex De Souza ve eşi Daiane'nin FBTV'de keyifli bir röportajını izledim. Alex futbolla ilgili sorulara yanıt verirken Bayan Daiane'nin de futbolla ne kadar haşır neşir olduğunu yaptığı yorumlarla anlıyoruz. Bayan Daiane ,hatta Alex'in en çok Şampiyonlar Ligi'nde CSKA Moskova'ya attığı golü beğendiğini belirtirken, eşinin yeşil sahada yaptığı yanlışları da açıkça söylüyor: İşte Bayan Daiane'den Alex yorumu: "Alex çok iyi bir futbolcu. Ama bazen kaleye çok yakın olmasına rağmen topu kaleye göndermek yerine pas vermeyi tercih ediyor. Belki kaleye şutu atsa gol olacak"

Anlaşıldığı gibi De souza ailesi futbolla oldukça ilgililer. Bu röportajı izledikten sonra artık Alex'in akşam eve geldiğinde eşiyle futbol tartıştığına daha çok inanıyorum. En azından Alex eşinin eleştirilerini daha samimi bulup dikkate alacağından eminim.

antu.com


Fenerbahçeli taraftarların internetteki kalesi olarak bilinen antu.com, yine ezeli rakipleri Galatasaray'a atıfta bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Adnan Polat basın mensuplarıyla yaptığı sohbette, Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi için "Gönlüm Beşiktaş'ın kazanmasından yana" şeklinde yaptığı açıklamaya sitenin açılışında tepki gösteriliyor.

Gök'çek' git artık!

Ahmet Gökçek Ankaragücü'ne başkan olduğu gün en çok dikkat çeken açıklaması bana göre şuydu: "Ankaragücü'ne yapacağımız işlerle olağanüstü bir yıl yaşatacağız". Junior Gökçek daha az bir süre geçmesine rağmen verdiği sözleri yerine getiriyor. Hikmet Karaman'la yaşanan olaylar, takımın en popüler isimlerinden Darius Vassel'in otel parasının ödenmeyişi gerçekten Başkent Kulübünde olağanüstü şeylerin yaşanmasına neden oluyor. Ne yazıkki taraftarı ve tarihi güçlü olan Ankaragücü'nde acınacak bir yönetim sergileniyor.


Hagi Oyuna Gelir mi?
Gökçek şimdi de teknik direktörlük görevine Hagi'yi getirmek istiyor. Hatta bazı yönetiiciler konuyu görüşmek için Romanya'ya bile gitmiş. Hagi tabii ki bu son yaşanan olaylardan haberdar değildir. Ancak kendisi teklif aldığında elbetteki Türkiye'deki dostlarına takımda neler yaşandığını soracaktır. Alacağı cevaplar ise kararını vermesine yardımcı olacaktır. Şimdi düşünün bu tabloyu yakından görmeyi bırakın, uzaktan bile duyan Hagi sizce Ankaragücü'nün başına geçer mi? Bence çok zor.

Temizlik Başladı


Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören Denizlispor maçında yaşanan küfürlü tezahuratları kastederek "Bu tribünleri temizleyeceğiz" demişti. Hatta bunun üzerine çarşı grubu da son maçlarda sürekli Demirören'e tepki gösteriyordu. Özellikle Wolfsburg maçındaki tepkiler Demirören'i adeta çileden çıkartmıştı. Demirören de vakit kaybetmeden icraatlara başladı. Aralarında amigo Alen Markaryan'ın da bulunduğu 36 Beşiktaşlı taraftara 1 yıl statlara giriş yasağı ve 2 bin tl para cezası verildi. Anlaşılan Demirören kafayı fena biçimde bu olaylara takmış. Böyle bir cezanın fenerbahçe derbisi öncesinde alınması da bir hayli ilginç. Umuyoruz kriz giderek büyümez.

Sporcunun Gece Hayatı Olur mu?

Kamuoyunda yıllarca tartışılan bir konudur sporcuların gece hayatı meselesi. Kimi eleştirmenler sporcuların gece hayatı merakına ılımlı yaklaşsalar da, çoğunluk bu konuda karşı tarafta duruyor. Özellikle futbolcular konumuzun başında geliyor. Çünkü bu gençleri en çok gecelerde görüyoruz. Aslında olaya şu açıdan bakmak gerekir. Bir futbolcu eğer sportif yaşamını olumsuz yönde etkilemiyorsa sigara da içer, alkol da alır, gecelerde de gezer. Hatta, R.Madrid'in yıldız isimlerinden Guti "Sabah 6'ya kadar diskolarda şimdi olurum, 60 yaşında değil" diyerek gece hayatını savunanlardan biri olduğunu açıkça gösteriyor.


Ülkemize bir göz attığımızda ise Arda, Colin Kazım, Sabri gibi birçok futbolcuyu gecelerde görmemiz mümkün. Sonuçta şunu da düşünmek gerekir. Arda Türkiye'nin en yetenekli futbolcularından biri. Yakışıklı mı yakışıklı. Parası var mı var. Şöhretli mi şöhretli... Ee ozaman Arda bu işin güzel tarafından hiç mi yararlanmayacak. Tabii ki yararlanacak. Ama sorun şu ki, daha 19-20'li yaşlarda trilyonları cebine koyup, lüks arabalara binip bu yükü kaldıramamak. İş böyle olunca da, bir anda unutulanlar listesine dahil oluyorlar. Bunlara örnek verecek olursak; Burak Yılmaz, Gökhan Emreciksin, İbrahim Akın isimleri ilk akla gelenler. Büyük umutlarla transfer edilip sonra ise kariyerine hedefi daha küçük takımlarda devam eden isimler...

Sonuç olarak futbolcular dozunu kaçırmadığı sürece sosyal hayatlarını devam ettirmesi gerektiğine inananlardanım. Bilmem siz de bana katılır mısınız?

Alma Mazlumun Ahını

Ankaragücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman bu sabah çok ilginç bir olay yaşamış. Başkent yönetimi Hikmet Karaman'dan habersiz antrenman saatini değiştirmiş. Karaman da antrenman sahasına geldiğinde kimseyi görememiş. Belli ki Ankaragücü yönetimi Hikmet Karaman'la yollarını ayırmaya karar vermiş. Duyumlara göre de sözleşmedeki ağır maddeler nedeniyle de Hikmet Karaman'ı gönderememişler. Dolasıyla yönetim böyle bir yönteme başvurarak Hikmet Karaman'ı istifaya zorluyorlar. Gerçekten Hikmet Karaman adına üzücü bir olay...


Ancak şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Yaklaşık bir hafta önce Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll bir basın toplantısı düzenleyerek Hikmet Karaman'ı sert bir dille eleştirdi. Hikmet Karaman için benim yerimde gözü var diyen Thomas Doll, Hikmet Karaman'ın kulüp başkanı İlhan Cavcav'la görüşmesini etik bulmadığını söyledi. Haksız da değildi Alman çalıştırıcı. Şimdi bu olayları görünce de şunu düşünmeden geçemiyoruz. Boşuna dememişler alma mazlumun ahını diye...

Devler Servet Peşinde


Türk Futbolunun belki de zaman geçtikçe en çok deneyim kazanan futbolcuların başında Servet Çetin geliyor. Fenerbahçe'deyken bir Shevchenko faciası yaşayan ve kısa süreli bir Sivas macerasının ardından yolu Galatasaray'a düştü Servet'in... Sarı-Kırmızılı camiada oynadığı futbolla futbol otoritelerini şaşırtan Servet'in bundan sonraki hedefi de Avrupa'da oynamakmış. Servet'in menajeri yaptığı açıklamada Liverpool, Arsenal, Bayern Münih gibi Avrupa'nın önde gelen yıldız futbolcunun peşinde olduğunu söylemiş. Tabii menajer haklı olarak futbolcusunu daha fazla paraya satabilmek için bu iddiaları ortaya atıyor. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, hangi Türk futbolcusu Avrupanın önde gelen takımlarında bulunuyor? Cevap: Hiçbiri... En çok güvendiğimiz futbolculardan Tuncay'ın bile ne sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Bu nedenle yarın yine gazetelerimizin spor sayfalarında "Avrupa'nın Devleri Servet'in Peşinde" diye haberler okuyacağız. Yine transfer sezonu geldiğinde Servet ya Galatasaray'la sözleşmesini uzatacak ya da Avrupa'nın sıradan takımlarından birine transfer olacak. Umuyoruz biz söylediklerimizde yanılırız ve Servet de burada adı geçen takımlardan birine transfer olur.

Gole ''Yabancı'' Kaldık


Süper ligde 11. hafta geride kalırken dikkat edilmesi gereken bir konu var ki, Türk futbolundaki yabancılaşma her geçen gün daha da artıyor. Ülkemizde dünyanın dört bir yanından gelen futbolcular top koşturuyor. Büyük kulüpler yabancı futbolcu için yüksek ücretleri gözden çıkarırken Anadolu takımları bu konuda daha mütevazi olmak sorunda kalıyorlar. Makukula, Nonda, Alex, Kewell, Colman, Mendoza gibi oyuncuların ortak özelliği ise gol krallığı yarışında rekabet içinde olmaları. Ligde gol krallığı yarışında ilk 10'a baktığımızda ise sadece 1 Türk futbolcunun adı geçiyor. O da Gençlerbirliği formasıyla ağları 5 kez havalandıran Mustafa Pektemek...

İşte Süper Ligdeki Gol Krallığı Sıralaması;

1. Makukula (Kayserispor) 8 gol
2. Nonda (G.Saray) 7 gol
3. Julia Cesar (G.antep) 6 gol
4. Alex De Souza (F.Bahçe) 5 gol
5. Moritz (Kasımpaşa) 5 gol
6. Mendoza (Diyarbakır) 5 gol
7. Carlos Eduardo (Gençlerbiriği) 5 gol
8. Colman (Trabzonspor) 5 gol
9. Kewell (G.Saray) 5 gol
10. Mustafa Pektemek (Gençlerbiriği) 5 gol

Yaprak Dökümü


Fenerbahçe'de yaprak dökümü erken başladı. R.Carlos ve Deivid, Sarı-Lacivertli takıma veda etme hazırlığı yaparken bu kez de Daniel Güiza Türkiye'de mutsuz olduğunu belirterek ayrılık sinyalleri vermeye başladı. Daniel Güiza Fenerbahçe'ye 14 milyon euro gibi rekor sayılabilecek bir ücretle transfer oldu. Ancak omzundaki apoletleri oldukça yüksekti. İspanya gol kralı ünvanı ona epeyce kredi sağladı. Fenerbahçe yönetimi basit bir mantık yürüterek Henry, Nistelroy, Etoo, Kanoute, Raul gibi yıldızların olduğu bir ligde Güiza gol kralı oluyorsa bu adamın kumaşı iyi dediler ve "Okçu" lakaplı golcünün arkasında durdular.


Güiza'nın Fenerbahçe'deki ilk yılı tam anlamıyla fiyaskoydu. Attığı değil kaçırdığı gollerle sürekli gündemdeydi. Taraftarın da sabrı kalmadı. Nede olsa Kezman'dan dilleri yanmıştı bir kere. İspanyol golcü bu yıl da geçtiğimiz yıldan farklı bir görüntü çizemedi. İlk maçta Denizli ağlarını 2 kez sarsıp geçmişteki kötü izleri silmeye çalışırken tekrar duraklama dönemine girdi.


Anlaşılan İspanyol golcü de Fenerbahçe'den umudunu kesmiş. Türkiye'den ayrılmak istediğini de açıkça dile getiriyor. Ancak şu da bir gerçekki; Güiza bu performansıyla hangi takımda oynamayı planlıyor. Fenerbahçe'de Semih'in olmadığı bir dönemde bile Daum tercihini forvet olmayan Kazım'dan yana kullanıyor. Fenerbahçe'de bile kadroya giremeyen Güiza'nın Avrupa'da şansı oldukça az. Bu nedenle Güiza bu tür açıklamaları yaparken biraz daha düşünmeli...

Hangisine İnanalım?


Roberto Carlos'un Fenerbahçe'den ayrılması, Sarı-Lacivertli kulübe gelişi kadar olaylı oluyor. Önceden ha geldi geliyor, ha şimdi gelecek yada Carlos haftaya kesin geliyor haberleri gazete manşetlerini günlerce süslemişti. Gerçi Carlos geliyor bırakın da okadar olsun diyenler de vardır aramızda. Carlos Türkiye'ye geldi. Sempatik tavırlarıyla taraflı tarafsız birçok kişinin beğenisini kazandı. Artık veda vakti geldi. Fakat bu konu hakkında Türk basınında aylardır süren bir polemik yaşanıyor. Carlos ne zaman gidecek? Carlos genelde ayrılık kararını Brezilya ve İspanya basınına verdiği röportajlarda sık sık dile getirmişti. Çoğu zaman da Ocak ayında ülkesine dönmek istediğini belirtmişti. Carlos geçtiğimiz gün Brezilya'da yayın yapan Record Radyosuna açıklamalarda bulunmuş. Carlos'un bu röportajı da tabii ki Türk basınında geniş yer buldu. Bu haber Türkiye'nin 2 prestijli kurumunu ise karşı karşıya getirdi.



Şansal Büyüka yönetimindeki www.maraton.com.tr Carlos ile ilgili haberde "CARLOS AÇIKLADI: DEVRE ARASINDA GİDİYORUM" başlığını kullandı. Haberde Brezilyalı yıldızın ocak ayında ülkesine döneceği ancak Brezilya'da hangi takıma gideceği konusunda karar veremediği belirtiliyor.


Türk basının bir diğer büyük kurumu NTV'de ise haber şu başlıkla verildi: "CARLOS KARAR AŞAMASINDA"... Haberde Carlos'un Sarı-Lacivertli takımda kalıp kalmayacağı konusundaki son kararını salı günü açıklayacağı belirtiliyor.

Türk sporunun bu iki önemli kurumu anlaşılan o ki Carlos nedeniyle karşı karşıya kalmış durumda. Bu durumda şu soruyu soruyoruz: Hangisine İnanalım?

Karaman'ın Koyunu Sonra Çıkar Oyunu


Sezon başında Thomas Doll'un adı Gençlerbirliği ile anılmaya başladığında heyecan duymaya başlamıştım. Başkent ekibinin başına geçtiğinde İlhan Cavcav'ın emekliliği öncesi en önemli işlerden birini gerçekleştirdiği ise açıkça ortada.. Ancak Alman Teknik adam Türkiye'de vaktini takımına harcamak yerine farklı şeylerle uğraşmak zorunda kalıyor. Thomas Doll'ün dediğine göre Ankaragücü'nü çalıştıran çakma Fatih Terim olan Hikmet Karaman'ın kendi yerinde gözü varmış. Hikmet karaman hatta bu konuda başkan İlhan Cavcav'la konuşup takımı 7.bitirme sözünü bile vermiş. Thomas Doll yaşanan olaya çok üzüldüğünü ve bu durumun hiç de etik olmadığını söylüyor. Hikmet Karaman birçok Anadolu takımını çalıştırmış bir isim. Anlaşılan Gençlerbiriği'ni de kariyerine dahil etmek istiyor. Türkiye'ye Thomas Doll gibi iyi bir isim gelmişken neden başka bir isim çıkıyor da bu tür şeylere sebep veriyor anlamak mümkün değil.



Umuyoruz Alman Teknik adam bu tür haberlerden bunalıp da Türkiye'ye veda etmez.