Barçalı Baros



Barcelona'nın, R.Madrid'i 1-0 yendiği maçta Galatasaraylı Milan Baros da tribündeki yerini aldı. Bordo mavili atkısını takıp, koltuk değneklerinin yardımıyla maça gelen Baros'un Barcelona'nın golüyle de büyük bir sevinç yaşadığı belirtiliyor.

Trabzon Aşkı!


Bir başka oluyor Trabzon insanı. Komik olayların altında muhakkak imzaları oluyor. Fenerbahçe maçına giden bir Trobzonspor taraftarı objektife böyle takılmış. Yaratıcı olan bu arkadaşımızı kutluyoruz.

Asaletten Cesarete



Parçalı, klasik, beyaz ve mor derken, Galatasaray yönetimi ikinci yarıya cesaret temasını öne çıkaran formaları hazırlamaya karar verdi. Sezon başında mor formaların asalet anlamına geldiği belirtilmişti. Ancak beklenen verimi alamayan Sarı kırmızılı yönetim cesaret anlamına gelen kırmızı formaları sunmaya hazırlıyor. Bakalım bu formalar camiayı cesaretlendirecek mi?

Yakışır Arda'ya

Yıldız futbolcu olmak kolay bir şey değil. Hele bir de yakışıklı olursa işi daha da zor. Anında yakalanma riskiniz var. Arda ve Sinem her ne kadar "biz arkadaşız" deselerde görüntüler öyle söylemiyor. Gerçi Galatasaray taraftarı ona Paris Hilton'u yakıştırdı ama o da Ronaldo'ya yar oldu.




Hangisi Şampiyon Yapar?

Buraya 32 ülkenin de temsilcilerini koymayı isterdim ama favorilerden oluşan bir kategori yaptım. Benim favorim Slovakya...











Ankaragücü'nün Yeni Patronu: Roger Lemerre


Ankaragücü uzun arayışlar sonrasında Dünyaca ünlü teknik direktör Roger Lemerre ile anlaşma sağladı. Fransız teknik adamın yardımcılığını ise futbolu sağlık sebeplerinden dolayı bırakmak zorunda kalan Ümit Özat yapacak. Basınla pek sıcak ilişki kuramayan Lemerre, 1998 yılında Dünya Kupası'nı kazanan Fransa Milli Takımı'nın yardımcı hocasıyken, 2000 yılında takımın başına geçti ve Fransa'yı Avrupa Şampiyonu yaptı. 2001'de Fransa ile Kondeferasyon Kupası'nı kazanan Lemerre, 2004 yılında Tunus'u Afrika Şampiyonu yaptı.

Her şey Futbol İçin

Bu görüntülerden sonra Euro 2012'ye kesin katılmamız gerektiğini düşünüyorum...



Yüzen Stadyum


Singapur'daki Marina Stadyumu oldukça ilginç. Tamamen çelikten inşa edilmiş olan bu stadyum suyun üzerinde yüzen bir platform şeklinde duruyor. Stadyum ayrıca 1070 ton ağırlığında ve 9 bin kişi kapasiteye sahip. Ancak stada yüzme bilmeyenlerin girmesi yasak! Tabii bu da işin şakası...

Sütten Ağzı Yanarsa!


Olgun tavırları ve sakin duruşuyla taraflı tarafsız birçok kesimin beğenisini kazanan karakterli bir adamdır Aykut Kocaman. Futbolculuğu da adamlığı gibi iyi olan Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin yeni yapılanma sürecinde pek de fikir sahibi olmadığımız sportif direktörlük görevini alarak karşımıza çıktı. Aslında kamuoyu da eminim kendisi gibi bu görevi nasıl yürüteceğini tam olarak anlayamamıştı. Ligin başında Fenerbahçe iyi sonuçlar alınca da kimse kurcalamadı bu olayı. Ancak işler nezaman ters gitmeye başladı işte ozaman bu tartışma başladı: "Aykut Kocaman'ın tam olarak görevi nedir?"

Geçtiğimiz günlerde Şekip Mosturoğlu'yla bir basın toplantısı düzenlediler. Ama Kocaman susuyor, Mosturoğlu konuşuyor. Zaten göreve geldiğinden beri ne kadar konuştu ki...Halbuki aynı Aykut Kocaman 96 yılında Trabzon'da takım arkadaşları şampiyonluğu kutlarken o sağduyulu davranmalıyız diyebilecek kadar yürekliydi. Ama işte o açıklama anlam veremediğimiz bir şekilde gönül verdiği renklerden kendisini kopardı. Daha sonra teknik direktör ve şimdi de sportif direktörlük görevini yapıyor. Ancak hep sustu Aykut Kocaman. Artık inandığı şeyleri de söylemeye çekinir hale geldi. Eminim Fenerbahçe'de ters giden şeyleri açık bir şekilde söylemek isteyordur ama daha önce yaşadığı bu talihsiz olay hep kendisine dur diyordur.

Yeni Kaptan Song


Trabzon'da ilginç şeyler olmaya devam ediyor. 2 yıl önce başkan Sadri Şener göreve geldiğinde yeni sezon için öncelikli hedeflerinin Avrupa Kupalarına katılmak olduğunu söylemişti. Ancak ne gariptir ki, Avrupa Kupalarına katılmayı garantilendiği noktada takım şampiyon olamadı diye Ersun Yanal gönderildi. Yeni sezon için birçok ünlü teknik adamla görüştü Sadri Başkan ama hepsinden olumsuz yanıt alınca Hugo Broos'a razı olmak zorunda kaldı. Belçikalının da macerası kısa sürdü. Bross zehir zemberek açıklamalar yaparak Karadeniz'e hoşçakal dedi. Sadri Şener bununla da yetinmeyip 5 futbolcuyu kadro dışı bıraktı. Ancak akıllara hemen şu soru geldi. Aylarca paralarını alamayan bu futbolcular olur da bizi şikayet eder mi? Hemen paraları ödendi ve bu futbolcular affedildi. Bu arada öze dönme politikası uygulayacağını söyleyen Sadri Şener takımdaki kaptanlık görevini Trabzonlu çocuklara (Tolga'ya yada Tayfun'a) vereceğini söylüyor. Hatta devre arasında da Fatih Tekke'yi transfer edeceğinin sözünü veriyor. Bunları hayretle izlerken şaka gibi bir olay daha yaşandı. 10 gün önce kadro dışı bırakılan Song kaptanlık görevine getirildi. Bu olayları görünce bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimizi alamıyoruz. Sen önce adamı kadro dışı bırak sonra da kaptanlık görevine getir. Gerçekten enterasan bir olay. Ne dersiniz Bordo-Mavili yönetim ilerleyen günlerde Hugo Broos'u da sportif direktörlük görevine getirir mi?

Sami Yen'de Dostlar Buluşuyor


Galatasaray-Panathinaikos maçında bir bakıma eski dostlar da biraraya geliyor. 2005 yılında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Liverpool formasıyla Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kaldıran Baros-Kewell ikilisi takım arkadaşları Djibril Cisse'ye bu kez rakip oluyor. Yunan ekibinin formasını giyen Cisse bu maç öncesinde oldukça heyecanlı. Fransız golcü İstanbul'a geldiğinden beri odasında o müthiş maçı düşündüğünü söylüyor. Cisse bizi de eskilere götürdü. Liverpool - Milan maçı gerçekten rüya gibiydi.

Yalancının Mumu


"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye atalarımız boşuna dememiş. Haşarı çocuğumuz Kazım koskoca Fenerbahçe Kulübü'nü yalancı durumuna düşürdü. Ancak Fenerbahçe bunun altında kalır mı? Tabii kalmaz. Hemen bir açıklama yaparak Kazım'ın eksik bilgi vermesi nedeniyle bu hataya düştüklerini belirttiler.

Olayı biraz detaylı anlatalım. Fenerbahçe'nin eli avucuna sığmayan çocuğu Kazım Kasımpaşa maçından sonra kadim dostu Santos'la Beyoğlu gecelerine akmış. Bunu haber yapan Sabah Gazetesi de doğal olarak bu habere sayfalarında yer vermiş. Ancak fotoğrafları baskıya yetişmediği için görüntü kullanamamış. Bu olay üzerine Fenerbahçeli yetkililer hemen Kazım'ı aramışlar. Kazım da yok öyle bir şey deyince, Fenerbahçe Kulübü klasik haber yalanlama açıklamasını yayınladı. Ancak Sabah gazetesi de dün Kazım'ın Beyoğlu'ndaki fotoğrafını yayınladı ve Fenerbahçe Kulübünü yalancılıkla suçladı. Gardı düşen Fenerbahçe Kulübü de Kazım'ın bu durumda kendilerine yalan söylediğini belirterek bu futbolcuya ceza vereceklerini açıkladılar.

Ancak Kazım şunu unutuyor sanırsam. Kendisi Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde oynuyor. Böyle ucuz yalanlarla bu kulübü küçük düşürme hakkı olmadığını düşünüyorum.